Atatürk Masonluğu Neden Yasakladı!
-Cumhuriyetin ilanından sonra çok sayıda Mason Atatürk"ün etrafını çevirdiler.
-Masonlar, Türkiye"nin Batı yörüngesine (ABD-İNGİLTERE EKSENİNE) girmesi için her alanda çalışmalar yaptılar.
-Atatürk, Masonluk hareketinin dış bağlantıları olduğu görüşünden hareketle ani bir kararla kapanması emrini verdi.
-Masonlar Atatürk ölünceye kadar uyumayı tercih ederek çalışmalarını askıya aldılar.
ATATÜRK"ÜN ETRAFINDAKİ ÖNDE GELEN MASONLAR
Atatürk"ün Cumhuriyetçi kadrosunda görev alanların büyük bölümü Masondur. Bir bakıma yönetim ve devrimlerin gerçekleştirilmesi Masonlara emanet edilmiştir. Fethi Okyar, Rauf Orbay, Refet Bele Paşa, Ali İhsan Sabis Paşa, Meclis Başkanı Kazım Özalp Paşa, Meclis Başkanı Abdülhalik Renda, Başbakan Hasan Saka, İçişleri Bakanları Şükrü Kaya ve Mehmet Cemil Ubaydın, Dışişleri Bakanları Bekir Sami Kunduh ve Tevfik Rüştü Aras, Sağlık Bakanları Rıza Nur, Adnan Adıvar, Refik Saydam, Behçet Uz, Milli Eğitim Bakanları Reşit Galip, Hasan Ali Yücel, Ekonomi Bakanı Sırrı Bellioğlu, Milletvekilleri Cevat Abbas, Atıf Bey, Edip Servet Tör, Yunus Nadi, Reşit Saffet Atabinen, Memduh Şevket Esendal, Hilmi Uran, Tevfik Fikret Sılay, Ahmet Ağaoğlu, Ankara Valisi Nevzat Tandoğan ve Belediye Başkanı Süleyman Asaf İlbay, İstanbul Valileri Muittin Üstündağ, Lütfü Kırdar, Danıştay Başkanı Mustafa Reşat Mimaroğlu, Jandarma Genel Komutanı Galip Paşa, İstiklal Mahkemesi Başkanı Necip Ali Küçüka, Amiral Mehmet Ali Paşa Atatürk"ün çevresinde ülkeye hizmet etmiş Masonlardır.
Cumhuriyet döneminde Dernekler Kanunu gereği Masonluk kurumları birer dernek statüsüne sokulmuştur. 1927 yılında Türkiye Büyük Locasının resmi statüsünü içeren derneğe "Tekamülü Fikri Cemiyeti" adı verilmiş ve bu ad 1929 yılında "Türk Yükseltme Cemiyeti" şekline değiştirilmiştir.
Atatürk mason localarını da kapattı!
1935 yılında Türk Yükseltme Cemiyeti adı altında dernek statüsünde çalışan Türkiye Büyük Locası kendi çalışmalarını bizzat kendisi tatil etmiştir.
Ülkede oluşan siyasal ve sosyal ortam göz önüne alınarak, Türk Ocakları, Kadınları Himaye Cemiyeti, Muallimler Derneği, İzcilik Teşkilatı gibi kuruluşlar yasayla kapatılmış ve parti denetimi altına alınmıştır.
Atatürk, aynı zamanda Mason olan dönemin İçişleri Bakanı Şükrü Kaya ile görüşür ve ondan Masonların üst düzey yöneticilerine genel durumu açıklamasını ve yasaya gerek olmadan kendi kendilerini tatil etmeleri mesajını iletmesini ister. Sonunda 10 Ekim 1935 günü Mason yöneticileri tarafından imzalanmış bildirge Anadolu Ajansı tarafından yayınlanır:
Mes"ul ve maruf imzalar altında Ajansımıza verilmiştir. Türk Mason Cemiyeti memleketimizin sosyal tekamülünü ve günden güne artan muazzam terakkilerini dikkate alarak ve Türkiye Cumhuriyetinde hakim olan demokratik ve cidden laik prensiplerin tatbikatından doğan iyilikleri müşahede ederek faaliyetine, bu hususta hiç bir kanun olmaksızın nihayet vermeyi ve bütün mallarını memleketimizin sosyal ve kültürel kalkınmasına çalışan Halk Evlerine teberruu muvafık görmüştür.
Ayrıca Şükrü Kaya hükümet adına kamu oyuna yaptığı resmi açıklamada; Türk Masonları kendi ideallerinin hükümetin esas programına dahil olduğunu görerek, kendi teşkilatlarını kendileri fesh etmişlerdir. Hükümetin bu iş üzerinde hiç bir teşebbüsü ve alakası yoktur diyerek durumu belirtmiştir.
1946 yılında yeni Cemiyetler Kanununun yürürlüğe girmesiyle, masonlar da yeniden faaliyete geçerler ve 1948 yılında İstanbul Vilayetine verilen dilekçeyle Türk Mason Derneğini kurarlar. Aynı yıl İzmir ve Ankara şubeleri açılır.
Daha sonra, Ankara"daki localar birleşerek 1955 yılında kendi Büyük Localarını kurarlar, İstanbul ve İzmir"deki locaları bu Büyük Locaya katılmaya davet ederler. Aynı yılın sonunda, Merkez Ankara"da olmak üzere Türkiye Büyük Locası kurulur. Böylece Türk Masonluğu, masonluk ilke ve kurallarına aykırı olmayan bir şekilde, loca üyelerinin özgür iradeleriyle, dünyadaki diğer benzerleri gibi kurulmuş olur. Bu tarihten itibaren, Türkiye Büyük Locası kendi obediyansı içinde, kendisine eşit veya üstün bir güç tanımayan tek bir merkezi yönetim şekline gelmiştir.
Ancak sorun dünya masonluğu için çözülmüş değildir. Çünkü Büyük Locayı oluşturan Locaların tümü kendiliğinden oluşmamış, Yüksek Şura tarafından kurulmuştur. Türkiyedeki masonlar bu localarda masonluğa kabul edildiklerinden, dünya masonluğuna göre hem localar, hem de Türk masonları mason olarak tanınmazlar. Bu olay, Türk masonluğunun tanınması için masonları 22 yıl daha uğraştıracaktır.
Türk Masonluğu bazı yabancı Büyük Localar tarafından tanınmakla beraber, Düzenli Masonluk olarak tanımlanan ve önderliğini İngiltere, İskoçya ve İrlanda Büyük Localarının yaptığı obediyanslar tarafından, kuruluşundaki usulsüzlük nedeniyle tanınmamaktadır. Bu nedenle bu obediyanslarla tanışma ve iyi ilişki kurma çalışmaları başlatılır. Hollanda, A.B.D., Almanya, İsviçre ile tanınma işleminin nasıl olabileceğine değin çalışmalar yapılır.
Bu arada Türkiye Yüksek Şurasının tanınma girişimi başarılı olmuştur. A.B.D.nin 1861 yılında tanımış olduğu Osmanlı Yüksek Şurasının devamı olduğu kabul edilerek, patent yenilenmiştir. Bu olayın etkisiyle, 1962 yılında Newyork ve İskoçya Büyük Locaları, Türkiye Büyük Locasını tanıdılar. Türkiye Büyük Locası'nın diğer Büyük Localar tarafından tanınmasını sağlamak için, İskoçya Büyük Locası, Türkiye Büyük Locası için bir Konsekrasyon (Tahsis)Töreni yaptı. Bu törenden sonra, Türkiye Büyük Locasının, yabancı obediyanslar tarafından tanınmasında büyük artış olmuştur.
Türkiye Büyük Locasının, İngiltere ve İrlanda Büyük Locaları tarafından
tanınma işlemlerinde de sonunda başarıya ulaşılır. İngiltere Büyük locası 1970 tarihinde tanıma işlemini gerçekleştirdi. Bundan 1 ay sonra da İrlanda Büyük Locası Türkiye Büyük Locasını tanıdı. Böylece Türkiye Büyük Locası ile, dünya düzenli Masonluk obediyansları arasındaki tüm engeller ortadan kalkmış oldu
. Devamı var
Bilgi: www.cezmiyurtsever.comdadır.