...
...
YAZMAK BAZEN ÇOK ZOR...
Yazmak bazı zamanlar çok zor. Çırpındıkça batmaya benziyor. Bazı kelimeler nazlı birer gelincik gibi sallandıkça sallanıyor. Beynimin içerisinde kelimelerin dansı başladığı anda bütün uzuvlarım sanki kendisini kaybedercesine darmadağın oluveriyorlar.
Yazamadığım günlerde isyan bayrağı açmış bir nefer gibi solumaya başlıyorum. Nerede kaldın ey ilham perisi! Bazen şiirsel kelimeler dökülüyor dudaklarımdan. Bazen yazdıklarıma kızıyorum. Bazende bu kelimeler benimmi diye şaşırıyorum. Ama asıl olanı bulunca yani ana konuyu, dudaklarımda tebessümüm hiç eksik olmuyor. Yazmak, bütün ozanlarla, yazarlarla ve insanlarla paylaştıklarımı yeniden insanlara sunmanın en pratik yolu değilmi? Yıllarca öğrendiklerini saklayarak bir köşede birikimlerimiz yalnız bırakılır mı? Yazmak, bir dostla güzel bir sohbet edercesine, bir fincan kahve'yi birlikte paylaşırcasına yazmak. Bazen çok zor oluyor, akıl ve duygular kendi aralarında mücadeleye başladıkları anda, en çok zararı yazarına oluyor. İyi ki yazamıyorum bazen. İşte o zamanlar kendimi nadasa bırakılmış topraklar gibi hissediyorum. Biliyorum ki belli bir zaman sonra yazarın dönüşü muhteşem olacak. Düşünebilmek ayrı bir artı insan için ve düşündüğünü söyleyebilmek ve yazabilmek. Yâda yazarken sancılar duymak bir gün boyu... Uykusuz ve gözlerin uzaklarda, sanki sevgiliyi bekler gibi buğulu gözlerle yazmayı beklemek çok hoş bir şey.
Yazmak bazen çok zor. Bazen boğazına düğümlenen bir yumruk gibi, çakılı kalırsın ya, işte öyle bir şey yazamamak. Ama yazmayı beklemek ve yazacağını bilmek çok hoş...