...
...
HALET-İ RUHİYE
Çaresizliğin kol gezdiği mekanlara sıkışıp kalmışız.Bir virüse teslim olmuş bütün bedenler...Bir sürü tanıdık sima uçup gidiyor sonbahar yaprakları gibi.Hemde habersizce!
Ne yanındayız nede çok uzağız boyun büküp gidenlere..boynumuzu bükmüş teslim olmuşuz çaresizliğe! Öyle bir hal ki ne anlatabilmek mümkün nede hayal edebilmek işte öyle...
Yaşarmış gibi yaparken en yakınlarımıza bakarken şüphe ile,korku dağları sarmış ve her an o ses,işte o ses korkunç ürperme.
Ne kadar kötüymüş en sevdiklerine yaklaşamamak,tutamamak ellerinden.Ne kadar kötüymüş bencilce yalnız ben demek.
Ben derken,seni bekleyen sevdiklerinin o duyduğu ezikliği yaşamak ne kadar kötüymüş.Paylaşamamak ve değersiz bir cisim gibi bir köşeye atılmak ne kadar kötü..
Bir varmış bir yokmuş misali kaybolmak ve hiç yokmuş gibi ya da çok normal bir hâl gibi
Kabullenmek ve bir damla gözyaşıyla uğurlamak gidenleri uzaktan uzaktan ne kadar kötü.
Tadı tuzu kaçtı her şeyin,ne olacağını bilmeden,ruhsuz ve başıboş bir ruh haliyle varlığın içinde yokluğun geleceği günü korku
Duyarak bekliyoruz.Ne zevk ne neşe ne de bir gülümseme kaldı yüzlerimizde.Hep olumsuz ve mutsuz haberlere kaptırdık kendimizi ve gözlerimizi.Kulaklarımız artık duymaz olsu hiç birimizi.
Ne kadar boşmuş bu dünya.Ne kadar çaresiz varlıklarmışız.Hani ben diye diye gürleyenler o kişiler... Hani haksızlığın kollarında inleyenler,hani bu hayat bizim diyenler...
İşte böyle bu kadarmış bizim söylediğimiz şarkıların nakaratı...işte böyleymiş bir gün bütün türküler söylenmeden bitermiş...
Halbu ki en beğenmediğimiz günleri arar olduk şimdi.Soğuk geceleri,sıcak yaz günlerini,
Ve se özgürlüğümüzü arar olduk,kıymetini bilemediğimiz.
Yine türküler söyleyelim bol nakaratlı yine bahar olsun,razıyız dünya meşakkatine
Böyle çaresiz,boynu bükük hallerimiz olmasın.
Güle güle beyaz atlara binip giden cennet mekanlarımız...Sırasıyla olurmuş taht misali bir musalla taşında son saltanatımız.
Teslim olmak yok dostlar,haktan gelene boynumuz kıldan ince. Ancak yaşamak hakkımız,yaşamak için hepimiz ne yapmamız gerekiyorsa onu en güzelinden yapmalıyız