...
...
EVLERDEKİ KARANTİNA HALLERİ
Bütün aldıklarını yerlerine koydular.Birer birer ışıklar sönüyordu.Herkes koşar adımlarla evlerine gidiyor,kapılarını kapatıyorlardı. Sanki her şey bitmişti, yaşanılanlar ve yaşanılası şeyler dikiliyordu karşılarına.En kötü günlerini özler olmuşlardı.
Ölümün kokusu sinmişti beyinlerine.Ölecekler miydi? zaten öleceklerini biliyorlardı da,böyle bir virüsün elinden ölmek ve kendilerine göre zamansız ölmek deği miydi bu?
Daha neler yapmak istiyorlardı halbuki? Düğün dernek,gezmek,eğlenmek,görmek ve mutlu olmak istiyorlardı.Birde daha küçücük çocukları vardı,bunların büyümesi gerekliydi.Ne yapardı bunlar diye düşündüler.
Kapıyı iyice kapattılar.Evlerinin içerisine girdiler.Bütün evler sanki başlarına yıkılıyordu.Bütün alışkanlıklar birden kesilivermişti.
Bazen unutuluyordu her şey; kapıya doğru yöneliyorlardı.Birden tekrar durup düşünüyorlardı.Ya korona virüs bize de bulaşırsa,ya hasta olursam, aman Allah'ım ya ölürsem!
Bu düşünceler beyinlerini tırmalıyordu.Herkes bir başka bencil olmuştu.Ya öncedende mi bencildim diye düşünceye daldılar.Evet,hayatın akışı içerisinde bencilliklerinin dahi farkına varmamışlardı.Ne kötüydü bu durum.
Kendi kabuklarına çekilince düşündüler ama hala ,yalnızca kendilerini değil,çocuklarını,akrabalarının ve diğer insanları koruduklarının farkında bile değildiler.
Varsa yoksa kendileriydi,Kendileri var olmalıydılar . Evin içinde oturuyor,kalkıyor ve tekrar yeniden oturuyorlardı. Her şey üzerlerine geliyor gibiydi.Hiç yapmadıkları şeylerle karşılaşıyorlar,umutla umutsuzluk arasında dönüp duruyorlardı.
Sönra bunlarında bir yaşam biçimi olduklarını öğrendiler.Eşlerinin kendilerini sabahtan akşama bekledikleri ev hallerini düşündüler.Çocuklarının,eşlerinin bir nebze ilgi bekledikleri ve yorgunum diyerek kaçışlarını,kendilerini dışarıya atışlarını düşündüler.Bütünüyle vicdan azabına bürünüverdi ruhları,bir rahatsızlık çöktü ev ortamına.Çaktırmadan yavaşca kalkıverdiler.Bir şeyler yapmalıydılar bir şeyler bu vicdan azabını dindirecek bir şeyler yapılmalıydı.Önce bir köşeye sinip kitap okumak istediler,olmadı.Çünkü kitap okumak ayrı bir meziyetti.Alışkanlık istiyor,süreklilik gerektiriyordu.Yapamadı.Bütün kitapları göz görmeyecek bir yerlere taşıdılar.
Kalktılar ve televizyonları açtılar.Bütün kanalları tek tek gezdiler.Bir eksiklik vardı.Kalkıp gitmek,zoraki değilde isteyerek izlemek gibi.Bir boşluk bütün dünyalarını dolduruyordu.Can sıkıntısı bu aleme meydan okurcasına dolanıp duruyordu evlerin içerisinde…
Mutfaklara gittiler,bir şeyler yapmak için.Evdekilerle konuşmaya çalıştılar.Paylaşacak hiçbir şeyin olmadığını görünce bütünüyle ürperdiler.Birçok eksik vardı.Mesela cümlelerin öznesi yoktu,Kelimeler kifayetsiz geliyordu,her şey keskin bir çizgi ile ayrılıyor,beyinlerde ölümlerin hınzır uğultusu çöküyordu.
Meğerse insanlar alışkanlıklarıyla ve hayalleri ile yaşarmış diye düşündüler.Hayaller ölmüştü.Alışkanlıkların bütünü yasaklamış bir halde beyin hücrelerine kilitlenmişti.Her şey bitti dediler bunlar bizim evlerin karantina halleridir diye acı bir gülümseme bıraktılar ortalığa..Bu gülümseme evdeki bütün fertleri derinden yaralıyordu.Ama hiç kimse gülümseme kurşunundan öleceğini sanmıyordu.Varsa yoksa korona.Sanki insanların gözlerinde dans ediyordu korona virüsleri.Psikoloji diye bir şey kalmamıştı.Her şey insanın saf halleriydi.İyi halleriydi ve ölümcül hallerinin dışa vurumun dan başka bir şey değildi.
Yaşamak bu kadar zor muydu?Çok basit sandığımız işlerimiz,alışkanlıklarımız,yaşadıklarımız birden bire özlenesi oluveriyorlardı.Sonra ölümü düşündürdü her ev halinde bu virüs.Halbuki öleceklerini biliyorlardı.Ahkam kesmek kolaydı ölenler üzerine ve boş konuşmak ölümlüler üzerine.
Ama kimseler ölmek istemiyordu.Herkes yaşamak istiyordu en fakirinden en fukarasından.Ama şimdilik böyleydi düşünceleri hele bir yaşasınlardı.Ne oyunları vardı insanoğlunun gün ışığına çıkmamış.
Herkes kabuklarına çekildiler ,Kabullendiler evlerindeki karantina hallerinin özel durumlarını.Sessizce kendi köşelerine çekildiler.Bazen unutuyorlardı içinde bulundukları durumları.Kapılara doğru yöneliyorlar,tekrar oturuyorlar,birden tekrar durup düşünüyorlardı.Herkes yaşamak istiyorlardı,en kötüsünden bile olsa.Ölmek istemiyorlardı.
Herkes kabuklarına son kez çekildiler.gözlerindeki belirginleşen nemleri ta uzaktan fark edilebiliyordu.Evlerdeki karantina hallerini devam ettirdiler mecburiyetten.Ve beklemeye başladılar Ne getireceğini bilmedikleri zamana karşı sesli düşüncelere daldılar.Akıllarında hala dünden kalan bitmeyen umutlar ve hep beklenmeye alışılmış yarınları vardı.