Çok Okunanlar
Karakter boyutu :  18 Punto16 Punto14 Punto12 Punto
Remzi DEMİR
Remzi DEMİR
OYUN VE BEYİN

Çocuklarımızın oyuna düşkünlüğü hepimiz tarafından bilinir. Her fırsatı değerlendirmeye çalışarak oyuna yönelirler. Öyle ki bu oyun arzusu uzun yıllar sürer gider. Hatta bazı filozoflar için sanat; çocuk saflığında bir oyundur. Çünkü oyun oynayan bir çocuk için oyunun dışında bir başka amaç, bir başka dünya yoktur, çocuk oynamak için oynar. Sanatta da oyunda da yarar gözetilmez ve insanı özgürleştirir. Alman Düşünür Kant, Alman şair Schiller ve psikolog Wundt bu görüşü savunmuşlardır.

 

Çocukların okula başlamalarıyla ebeveynler tarafından oyun, akademik başarının zıttı bir olgu gibi karşılanmaya başlar. Okulda da öğrencinin akademik başarısı sınıfta geçirdiği süreyle doğru orantılı olarak algılanır. Örneğin herkes boş vakitlerini kütüphanede geçiren bir öğrenciye saygıyla yaklaşır.

 

Bu gün beynimizin fonksiyonlarını ve öğrenme sürecini inceleyen pek çok araştırma nöral bağlantılar üzerine yoğunlaşıyor. Ve bu gün biliyoruz ki hiçbir beyin bir diğerine benzemiyor. Beyin uygun düzeyde zorlandığında öğrenme optimum düzeye ulaşır, aşırı yorgunluk ve tehdit ise öğrenmeyi engelleyen faktörlerdir. İnsanlarda deneyimleri tekrarlamaya gerek kalmadan hafızaya kaydeden doğal bir uzaysal hafıza vardır ve uzaysal hafızayı harekete geçiren en etkili yöntemse deneysel yöntemler, öğrenmelerdir (Caine and Caine, 2002, akt. Duman, 2008, s. 555).  Lethbridge Üniversitesinden (Alberta, Kanada)  araştırmacı Sergio Pellis’e göre “oyunla kazanılan deneyim beynimizin ön tarafındaki nöral bağlantıları değiştiriyor ve oyunun kazandırdığı deneyimler olmadığı sürece bu nöranlarda herhangi bir değişim yaşanmıyor”. Bu değişim; duyguların ayarlanması, planlama ve problem çözmede kritik rol oynayan beynin yönetimsel kontrol merkezindeki ağ bağlantılarının oluşmasına yardımcı oluyor. Bu ağların çokluğu ve güçlülüğü ise direk zekânın artması anlamına geliyor. Çocuklarda böylesi bir beyin gelişimini sağlamak için çocukların bolca serbest oyun diye nitelendirdiğimiz (hakem olmadan, koç olmadan, yazılı kurallar olmadan)  oyunlar içerisinde olması gerektiğini vurguluyor Pellis (2014).

 

Hayvanlar üzerinde yapılan pek çok araştırmada da oyunun tüm beyni aktivite ettiği, hayvanlarda ve çocuklarda oyun oynarken sıraya özen gösterme, adil oynama ve canını acıtmama gibi kuralları benimsedikleri görülüyor. Örneğin uzun zamandır, uzmanlar boğuşarak oynanan oyunların hayvanlarda avlanma veya kavga etme gibi becerileri geliştirdiğini düşünüyorlardı. Ancak geçtiğimiz yıllardaki çalışmalar durumun böyle olmadığını ortaya koyuyor. Örneğin bir kedi yavruyken oyun oynamamış bile olsa, yetişkinliğinde bir fareyi öldürmekte herhangi bir zorluk yaşamıyor. Hatta Washington Üniversitesinden Jaak Pankseep (2014) oyunun temel görevinin diğer kişilerle nasıl pozitif bir iletişime geçileceğini bilen sosyal beyinlerin oluşmasını desteklemek olduğunu savunuyor. Bir diğer araştırma çalışması ise öğrencilerin 8. Sınıftaki akademik performanslarında en etkili faktörün 3. sınıftaki sosyal becerileri olduğunu ortaya koyuyor.

 

Özetin Özeti

 

Öğrencilerin yaşam ve akademik başarılarının artması için onlara evde, parkta, çevrede ve okulda daha çok serbest oyun ortamları sunmalıyız (örneğin, ders aralarının daha çok olduğu ülkeler, daha az olan ülkelere göre daha yüksek bir akademik performans sergiliyorlar).

 

Okullarda oynanan yapılandırılmış, bilinçli, amaca dönük oyunlarda bile öğrencilerin yüksek ilgisinin olduğunun farkındayız. Bu oyunlarda daha aktif hale gelebilmeleri için daha çok yarı yapılandırılmış oyunlar düzenleyerek derslere katmalıyız onları.

 

Oyun yaşamdan ayrı, zaman kaybı ya da gereksiz bir etkinlik değildir. Tersine çocuklarımız için her alanda akademik ve sosyal başarılar açısından en temel ihtiyaçtır.

 

Oyun Çocuk Beynini Sosyal ve Akademik Başarıya Yönelik Nasıl Geliştiriyor, http://www.tedmem.org/haberler/2014/08/22/oyun_cocuk_beynini_sosyal_ve_akademik_basariya_yonelik_nasil_gelistiriyor.html

Beyin Temelli Öğrenme, http://www.tavsiyeediyorum.com/makale_10467.htm

Sanata Kuramsal Yaklaşım, http://www.felsefesinifi.com/?Bid=1462568

 

Bu yazı toplam 27368 defa okunmuştur.  
Kalan Karekter Sayısı : 500
Yazarın Diğer yazıları
Sitemizdeki yazı ve resimlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
AmdYazılım
Güneydoğu Haber