Başlıktan da anlaşılacağı gibi gündem atamalar ve eğitim. Bu yıl her halde öğretmen, öğrenci, veli şaşkına dönmeyen kalmamıştır. 4+4+4, sınavlar, atamalar vs… Her şey tam bir kaos ortamı içerisinde devam ediyor. Hiç kimsenin fikri netleşmiş değil. Her konuda insanların aklı karışmış ve soru işareti olmayan hiçbir konu yok. Bu nedenle eleştirmeye artık ihtiyacımız olmadığını düşünüyorum. Çünkü, eleştiriden bahsedebilmek için belli başlı konuların incelenmesi, irdelenmesi gerekir. Fakat, panik durumu gün geçtikçe şiddetlenerek devam ediyor.

     Her hangi hayati bir durum için Milli Eğitim" i de aramayın. Size ya kendilerine de henüz bilgi verilmediğini söyleyecekler yahut yuvarlak cümlelerle geçiştireceklerdir. TV" de ise Hükümet yetkililerinin ya da sayın MEB Bakanımızın açıklamalarını dinlediğinizde sürekli bir “Komplo”,  kendi icraatlarını yanlış yorumlama yahut sabote etme durumlarıyla karşı karşıya olduklarını anlatan boş içeriklerle dolu olduğunu göreceksiniz. Sürekli bir dini eğitim saplantısı… Biraz izleyince savaş var sanırsınız. Sanki Avrupa" da bir yerde azınlıkta kalmışız dinimiz yasaklanmış ta bayrak açmış dinimiz için savaşa gidiyoruz… PEEEEESSSSSS diyoruz.

     40 000 öğretmen ataması yaşandı. Atananların çoğunluğu doğunun en ücra köşelerine kelle koltukta giderken “Herkese rağmen, her şeye rağmen atandık” diyerek gittiler. Bu atananlar her halde hristiyandı demek istemiyorum onlarında bütün hepimiz gibi bu toplumun evlatları olduklarını çok iyi biliyorum. Doğu da bizim vatanımız, ancak batıya atananlar ise ayrı bir araştırma konusu…

    Bu atamaların ardından MEB bakanımız dinle ilgili dersler için de bir çok ilahiyat mezunu olduğu ve sözleşmeli olarak da bu dersler için atamaların sürdürüleceğini bildirdi. Yine PEEEESSS PESSSS demeden geçemeyeceğim. Ya rehber öğretmen açığı ya matematik, ya Türkçe….  Din elden gitmiş. Bizim tek ihtiyacımız din eğitimi ve bu güne kadar meğer hiç birimiz din eğitimi almamışız. Müfredatlarımızda yokmuş, bizi dinimizden uzaklaştırmışlar, kafir yapmışlar ancak çok şükür bunu bu hükümet fark etti.   Bu cümlenin üzerine Adana"da Milli Eğitim Müdürlüğünün okul müdürleri ile “Şiddet” konusunda gerçekleştirdiği bir toplantı aklıma geldi. O günlerde okullarda şiddet gündemi oluşturuyordu. Hararetli önlem konuşmaları sürerken İmamhatip Lisesinin vekil müdürü söz aldı; “Biz okulumuzda hiçbir şiddet olayına rastlamıyoruz, problemlerimizi Allah aşkıyla çözüyoruz” dedi. Kısa süreli esen buz gibi bir havanın ardından kendisine tebriklerimizi ilettik. Zaten rehberlik öğretmenlerine de, çalışmalarına da, eğitsel etkinliklere de gerek bırakmayan bir açıklamaydı bu. Üstelik memleketi de öğretmen masrafından kurtarır. Zaten bilime de ihtiyacımız yok.

      Lafı fazla uzatmadan mesajımı vermek istiyorum. Bu halkı bu kadar aptal yerine koymanın çok tehlikeli olduğunu söylememe gerek yok her halde. En hükümet yanlısı medya kanallarını izlerken bile insanların mesajlarını iyi dinleyin. “ Herkese rağmen, her şeye rağmen atandık”, “ Çocuğuma geri zekalı raporu almamak için ve mecbur kaldığım için 1. Sınıfa kaydettirdim”. Bunlar çok açık ve yoruma gerek bırakmayan cümleler. Her fırsatta halkın iradesi diye cümleye başlayanlar bu cümleleri dikkate alsalar iyi ederler.

[email protected]