Bu yıl ve son yıllarda yaşanan YGS ve diğer sınavlardaki şüpheler gençleri derinden etkiledi. Motivasyonları düştü, kendilerine olan güvenleri en önemlisi ise sisteme, temel hak ve özgürlüklere olan inançları sarsıldı. 200 puan alan bir öğrencinin itirazı ile puanı düzelerek 400"lerin üzerine çıkabildi, ancak sıralamalarda bir değişiklik olmadı. Öyle ki bu belirsizlikler bazı gençlerin toto ya da loto oynamışçasına gerekli ya da gereksiz sınava itirazlarına da yol açtı. Daha kötüsü yapılan, yaşanan şeyin ne olduğunu onlara anlatabilmek daha da güçleşti. Neden biz böyleyiz? Neden bizim ülkemizde böyle? Nasıl olur? Ne yapmalıyız? Gerçekten çalışmanın dürüst olmanın bir anlamı var mı? Seneye yine sistemi değişiyor? Biz bu yıl başaramazsak ki hiç ümidimiz yok seneye neyle karşılaşırız? Neden? Neden? Neden?...

Ancak artık YGS bitti ve sırada LYS var. Kolay,zor, haksızlık var ya da yok. Şu bir gerçek ki kademeli sınavlarda iyi geçmemiş bir sınavın devamı ikinci sınavın da iyi geçmeyeceği düşünülüyor. Yine neler olacak, sınavın içeriği, niteliği bir tarafa bu kez nasıl olaylarla karşılaşacağız gibi düşünceleri de beraberinde getiriyor. Elbette ki gençlerin kontrolü dışında olan bu durumlar yoğun bir güvensizlik ve hayal kırıklığı yaşatıyor. Bu da motivasyonu, geleceğe olan güven ve inancı derinden sarsıyor. Aslında bu durum çok önemli ve hatta derinden incelenmesi gereken bir konu. Çünkü; ilerde çok daha büyük problemleri beraberinde taşıyarak büyütebilir. Ne yazık ki haziranda ki ikinci performanslarına bir yararı yok. Bu nedenle en azından şu an bu durumlar gerçek ya da değil, negatif düşüncelerden uzak durmak gerekiyor. En büyük tehlike ise zaten memlekette ne doğru gidiyor ki ya da her kez aynı durumda gibi savunma mekanizmalarına başvurarak gençlerin başarısızlığa zemin hazırlaması, sınav kaygısını geliştirerek öğrenmesi.

Sınav kaygısı öğrenilebildiği gibi öğrenmemekte mümkün. Sınav kaygısının bu güne kadar belirlenen en önemli nedeni ise bilgi eksikliği. Yani çözümü başarıya hakim olabilmek ve hedeflere ulaşabilmek için sistemli ve verimli çalışmak. İnanmak, inanmak, inanmak. Birinci sınavdan düşük puanlar almış olunabilir. Ancak ikinci sınavda Türkiye ortalamalarına göre her şey değişebilir. 1 puan duruma göre binlerce sıralama farkına ulaşabilir. Bu nedenle en doğru yol vakit kaybetmeden, olumsuz düşüncelerden etkilenmeden, kılıf ya da savunma mekanizmaları oluşturmadan çalışmak,çalışmak…

Gençlerin durumu zor. Bunu yapmak bu kadar kolay mı? Kimin ne yaptığı bile şüpheliyken… Durum ne olursa olsun sorunların çözümü dürüst ve çalışkan olmayı ilke edinmekten geçiyor. Ulu önder ATATÜRK diyor ki;” İçinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!”.