KÖRLERE AMPUL
Zamanı kronolojik olarak sıraladığımızda dün, bugün ve yarın olarak sıralarız. Ancak yenilik adı altında geriye gidişler, yapılmışların bozulması, demokrasi ya da oy çoğunluğu adı altında uygulanan iş bilmezlikler giderek kronolojimizi değiştiriyor. Öyle ki ideolojik hedefler doğrultusunda siyasetin meşru gücünün refah, reform, hizmet gibi kavramların içine sahte mantıklar oturtularak kullanılması ve yoz fikirlere hizmet etmesi olayları daha da çirkinleştiriyor. Yeni kronolojimiz bugün, dün, geçen gün
Henüz THE LUCİFER EFFECT (ŞEYTAN ETKİSİ) isimli yazımda kişilerin, grupların, iktidarların fırsatını bulduklarında nasıl canavarlaşabileceklerini tartışmıştık. O günden bu güne 12 yıllık zorunlu eğitimin detayları açıklandı. 09/05/2012 tarihinde yayınlanan bu genelgenin en önemli maddeleri ise şöyle;
*2012-2013 eğitim ve öğretim yılı için, 30 Eylül 2012 tarihi itibariyle 66 ayını tamamlayan tüm çocukların okul kayıt işlemleri e-okul sistemi üzerinden merkezî olarak yapılacaktır.
*İmam-hatip ortaokullarının bağımsız ortaokul olarak kurulmasına öncelik verilecek, bunun mümkün olmadığı durumlarda imam-hatip liseleri ile birlikte kurulabileceklerdir.
* Üçüncü önemli madde ise beklenildiği gibi 25/06/2012 tarihinde yayınlanan ilkokul ve ortaokul ders çizelgelerinin ortaokul bölümünde yer alan Kur"an-ı Kerim (4), Hz. Muhammed"in Hayatı (4) ve Temel Dini Bilgiler (2) adı altında şeçmeli dersler. Zaten 5-6-7 ve 8. Sınıflarda alınabilecek toplam seçmeli ders sayısı 8. Bu durum her hangi bir ortaokulda seçilebilecek. İmamhatip liseleri programını incelediğinizde ortak derslerin 9. Sınıfta 26 iken 12. Sınıfta 9 saate düştüğü, Meslek derslerinin ise 13 saatten 19 saate yükseldiğini görebilirsiniz. Bu durumda eğitim sistemimizde Mesleki yönlendirmenin 5. Sınıf düzeyinde tek mümkün olduğu okul İmamhatip ortaokulları. Bu okulların zaten ayrı bir programı olacaktır, ancak normal ortaokullarda bile neredeyse İmamhatip 9. Sınıf mesleki ders programına yakın seçmeli ders alınabilecek olması (8 saat) da ilginçtir. Öyle görünüyor ki; bu kadar imamhatip lisesine, bu kadar Kur"an kursuna, bu kadar İlahiyat fakültesine, memleketimizin okulu olmayan 3-4 hanelik ama en az 1-2 camiye sahip olan bu kadar köyüne, semtine ve hiç durmadan atanan bu kadar din adamına rağmen bu yeni reformlar bizim fark edemediğimiz bir dini aydınlanmayı getirecek sanırım
Yazımın başlığını da bu nedenle KÖRLERE AMPUL koydum. Körlerin görmesini isteyen ve bu amaca yönelik insani değerlerle çalışanların son yapacağı şey her halde körlerin görebilmesi için onların kafalarının üstüne bir ampul koymak olur. Bu uygulama ancak ve ancak göz sağlığında hiçbir problemi olmayan bakar görmez körlerin görmesine yardımcı olur umudundayım. Yukarıda anlattıklarım tam da ampullük durumlar diye düşünüyorum. Bu uygulamalarla ilgi diğer bir ampullük durum ise şöyle ortaya çıkıyor. Türkiye"de ki dini derslerle ya da kurulan İmamhatip ortaokulları ile işi olmayanlar eğitim yaşında takılıp kaldılar. Çünkü; eğitim işlerimiz bilindiği üzere elektronik ortamda e-okul üzerinden gerçekleşmektedir ve bu genelgeye göre 66 ayını dolduran öğrencinin kaydı 1. Sınıfa hinterland alanına göre otomatik olarak gerçekleşecek. 1. Sınıfa öğrencisini göndermek istemeyen Velilere tek bir yol kalıyor o da öğrencisinin fiziksel ve psikolojik olarak gelişim bozukluğu olduğunu bir raporla belgelemek
MEB bu raporların çocuk hastanelerinden alınması gerektiğini bildiriyor. Şimdiden bazı doktorlardan çocukları sağlıklı olduğu halde rapor alan Veliler var. Bu raporlar kısıtlanabilir, soruşturulabilir ya da şu an aklımıza gelmeyen pek çok durum ortaya çıkabilir. Raporun nereden alındığı da çok önemli değil. Pek çoğu bu bir yol, 1. Sınıfa yollamamanın, MEB" in bu sağlıksız uygulamasından çocuğumu uzak tutmanın bir yöntemi şeklinde düşünebilir. Ancak asıl üzücü olan bu yoz uygulamalara karşı koymanın yolu resmi olarak kendi çocuğuna gelişim bozukluğu raporu almak olmamalı. Öyle görünüyor ki pek çok aydın düşünceli insan böyle bir yola başvuracak. Onlar bu problemle uğraşa dursunlar İmamhatip ortaokulları Türkiye"de bir çığ gibi büyüye dursun yetmezmiş gibi onlara çocuklarının gelişimlerine yönelik bir bozukluk olduğunu da resmi olarak kabul ettirin. Sizce de bu Şeytani bir fikir, uygulama değil mi? Bu raporlar konusunda uyarmak istiyorum. 66 ayını 30 Eylül 2012 tarihi ile doldurmuş bir öğrencinin 1. Sınıf yerine Anasınıfına kaydının yapılabilmesi için alınan gelişim bozukluğu ya da yetersizliği ya da geriliği raporunun sisteme, yani e-okul"a işlenmesi gerekiyor. Bildiğiniz üzere bu öğrencilerin bilgileri ilelebet kayıtlı kalacak. Sizce böyle bir öğrenci yarın büyüyüp önemli bir konuma aday olduğunda bu rapor onu nasıl etkileyecek. Kanımca bu önemli bir karar. Şu gün velayetleri sizin elinizde, ancak hiçbir yetişkinin böyle bir raporu kendi geçmişinde istemeyeceğinden eminim. Aklıma Erkin KORAY örneği geliyor. Kızı Damla"yı eğitim sistemini beğenmediğinden okula göndermemiş ve bu yıllarca tartışılmıştı
Sonunda 2009 yılında pişman olduğunu da açıklamıştı.
Bu gün biliyoruz ki bunlar çok ciddi kararlar ve böyle kararları alabilmek için çok ciddi güçlere sahip olmak gerekir. Bu günün yetişkinleri çok iyi bilirler ki (Cuntalar, Darbeler, Sıkı yönetimler vs.) birkaç aykırı ve kişisel tepkilerle sistemleri değiştirmek olası değildir. Bu nedenle tüm Velilerin iyi düşünmesi gerektiğini ve önümüzdeki yılları da iyi planlaması gerektiğini düşünüyorum, saygılarımla.