2005 yılından beri ortaöğretime geçiş sistemi  iki yada üç yılda bir değişikliklere  uğramakla birlikte aynı yıl bile sınavın  değerlendirme biçiminin değiştiği olgulara  şahit oluyoruz.. Önceden OKS (Ortaöğretim Kurumları Sınavı) ardında bir sınava tabi tutulan öğrenciler  sonra SBS " ye  ( Seviye Belirleme Sınavı)  girmeye başladılar. Şimdide adının daha konulmadığı muhtemelen DTS" ye   (Durum tespit Sınavı) girecekler.

OKS tek bir sınavdı.4-8.sınıflar arası konuları kapsayan okul puanı olan bir sınavdı.Bir dönem çok eleştirildi.Sonra2005 yılında ilköğretimde müfredat programı ile  ortaöğretime geçiş sistemi de yenilendi.Bir sınav üç sınava çıkarıldı.Öğrencilerin bir değil üç sınava girmesiyle birlikte öğrencilerin dershaneye başlama yaşı üçüncü sınıfa kadar düştü.Uygulanan bu sistemde ;

6.sınıf da girdikleri SBS"nin % 25"i, 7.sınıf da girdikleri SBS"nin %35" ive 8.sınıf da girdikleri SBS"nin %40'ı alınarak ve okul puanı eklenerek öğrencilerin OYP puanı hesaplanarak yerleştirmeye esas puan tespit ediliyordu. Önceleri buna öğrencinin %5 davranış notu da ekleniyordu. Danıştay"ın verdiği bir kararla bundan da vazgeçildi. Sonra bu sınav için kamuoyunda oluşan tepki nedeniyle vazgeçildi.

2011 Şubat ayında alınan bir kararla sınav sayısı teke indirildi ve 2013"te son bulacağı bildirildi. Bu yıl uygulanacak/uygulanan sisteme göre sınav puanları 100-700 arasında olacak. Sonra öğrencinin 100 üzerinden hesaplanmış 6-7 ve 8.sınıf Yılsonu Başarı Puanları 700"lü puanla toplanıp bu toplam ikiye bölünerek öğrencinin üst okullara yerleşmesinde kullanılacak Ortaöğretime Yerleştirme Puanı (OYP) bulunacak.

      Eski Bakanlarımız Nimet Çubukçu ve Ömer Dinçer o kadar hızlıydı ki AKP Hükümetiyle birlikte yaptıkları eğitim reformlarını, şekil ve sınav değişikliklerini hala yorumlamaya devam ediyoruz. Bu sürat ; tepkilerle, çalkantılarla onları koltuklarından etse bile biz onların icraatlarını ve hali hazırda hayatımıza yansıyan 4+4+4 ve son SBS 2013 sistemi gibi uygulamaları hala anlamaya sindirmeye çalışıyoruz. Her şey o kadar hızlı değişiyor ki geçen yıl ne yapıyorduk bu yılkinin farkı nekarıştırır olduk. Bu söylem ve uygulamalar bakanları koltuklarından etse bile Başbakanımızın tetikleyerek yön veren söylemleri daha kaç bakanı yarım uygulamalarıyla saf dışı edecek bilinmez…

Ne zaman sınav ve dershaneleri kaldıracağız dese bu işten zararlı çıktık. İlk dershaneleri kaldıracağız söylemleri ile birlikte değişen sınav sisteminden sonra SBS üç yıla yayıldı ve dershaneye 5. Sınıftan başlayarak göndermeye başladık öğrencilerimizi. Ne var ki ocak ayında Bakanlığa Nabi Avcı"nın getirilmesinden bu yana gelecekle ilgili eğitimde reform öngörüleri yerini sessizliğe bıraktı. Elbette eleştirileri, yolsuzlukları, huzursuzlukları etkisi yıllarca silinemeyecek tarihi hataları bakanlara mal ederek, onları sürpriz görev değişiklikleri ile bertaraf edip fatura keserek telafi edemezsiniz.. Yapanı değil yaptıranı ya da o yetkiyi, güveni verenleri de iyi değerlendirmek gerekir.

     Bakalım sessizlik ne zaman son bulup eğitim söylemleri nereden devam edecek. Özel okullar ya da Üniversiteler kendi sınavlarını yapacaklar mı? Sınavların söylenildiği gibi etkisi azaltılıp okul puanları ön plana çıkarılmaya devam mı edilecek? Edilirse okul başarı puanları arasındaki dengesizlik hangi çan eğrisi hesabı ile giderilmeye çalışılacak? Puanları şişiren okullarla şişirilmeyen okulların hangisi desteklenecek? Bilinmez…

     Ancak üzülmeyin,  (Tedbirli olup üzülmeyin) tecrübe ile sabittir ki “HAYAT GÜZEL OLACAK”…