KOŞU BANDININ İcadının Ardındaki Karanlık Tarih
Koşu bandında adım atarken aklınıza gelmesin ama icadının ardındaki acımasız geçmişi bilin.
Koşu bandı İngiliz mahkumları cezalandırmak için yapılıyor.
👇🏻
1818’de İngiliz mühendis Sör William Cubitt tarafından geliştirilen bu makinayla bir nevi işkence boyutuna geçiyor.
👇🏻
Mahkûmlar, büyük bir çarkın, 24 dişli boşluğuna basacak, çark
döndükçe (modern step makinalarına benzer) , düşmemek için aralıksız adım atacak.
🏃🏻♂️
İngiliz boşa adım atmaz, attırmaz.
Dişlilerin dönüşü sayesinde suyun pompalanması, tahılların öğütülmesi ve de değirmene güç sağlanıyor.
Bu sayede de Napolyon Savaşları’ndan dolayı zora düşen ekonomilerine önemli katkı sağlanıyor.
(Ayak değirmeni kavramı buradan geliyor.)
👇🏻
İçinden fena fikir değilmiş diye geçirenler rakamları okusun.
.
Her gün, günde 6 saat,
(ki bu da tahmini 1.5 ila 4.5 km tırmanmaya eşdeğer. (4.5 km neredeyse Everest Dağı’nın yarı noktası) ve de bunu kıtlık derecesinde açlık ile yapmak zorundalar...
Haliyle peş peşe sakatlanmalar, ölümler başlıyor.
👇🏻
Kimin umurunda...
Cubitt’in bu tasarımı dahiyane bulunuyor, İngiliz ve Amerikan hapishanelerinde hızla yayılıyor.
👇🏻
Neyse ki,
1898’de çıkarılan Cezaevi Yasası umursuyor da, aşırı derecede acımasız bularak yasaklıyor.
👇🏻
Bundan sonrası bizim bildiğimiz hali. Hazır bulunmuş makina, eh bununla nasıl parayı buluruz diyorlar ve
ABD 1911’de koşu bandı patenti tescili alıyor ve ilerleyen süreçte “sağlıklı yaşam için ve koşu için sokağa çıkmanıza gerek yok, evde koşun” furyası ile hayatımıza giriyor.
.
(Not:
Dünyaca ünlü yazar Oscar Wilde bu cezaya maruz kalanlardan. (1895) Ki hapisten çıktıktan sonra hastalanıyor ve üç yıl sonra ölüyor.)
👇🏻
Almışlar mahkumun bile ahını da, çıkmadı ne aheste, ne acele.🙋🏼♀️😊