Adana'nın Sarıçam ilçesinde yaşayan 17 yıllık Fatma ve İbrahim Kamurbay çifti, ilk çocukları olan Buğra'yı zorlu bir hamilelik sürecinin ardından 15 yıl önce kucaklarına aldı. Doktorların zeka geriliği rahatsızlığı olacağını söylemesine rağmen hamileliğini sonlandırmayan anne Fatma Kamurbay, her türlü sıkıntıya rağmen Buğra'yı 1 kilo 900 gram dünyaya getirdi. Zeka geriliğiyle dünyaya gelen oğulları Buğra için sürekli hastanelerde ve fizyoterapi merkezlerinde zaman geçiren, evladının biraz olsun iyileşmesi için çaba harcayan ailenin 8 yılın ardından ikinci çocukları Eray sağlıklı bir şekilde dünyaya geldi. Anne Kamburay, oğlu Eray'a 2,5 yaşında lösemi teşhisi konulmasıyla yıkıldı.
Şu an lösemi tedavisi devam eden 7 yaşındaki oğlu Eray
ve zeka geriliği bulunan 15 yaşındaki Buğra ile vakit
geçiren anne, mücadeleden vazgeçmiyor ve büyük bir
fedakarlıkla oğullarını hayata bağlamaya çalışıyor.
7 yaşında "Anne" dedi
Anne Fatma Kamurbay, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
ilk hamileliğinde sürekli hastanelerde olduğunu ve çok sıkıntı
yaşadığını söyledi. Doktorların zeka geriliği olacağını
söylemesine rağmen evladını kucağına almak istediğini
dile getiren Kamurbay, her şeye rağmen oğlunu doğurduğunu
ve bu kararından bir an olsun pişmanlık duymadığını ifade etti.
Buğra'nın doğumundan sonra da sıkıntılarının devam ettiğini,
oğlunun görme bozukluğu yaşadığını, yürüyemediğini ve
konuşamadığını anlatan anne Kamurbay, 6 yaşına kadar
zamanlarının hastanelerde ve fizyoterapi merkezlerinde
geçtiğini aktardı.
Oğlu Buğra'nın ilk adımlarını 6 yaşında attığına, yıllarca
beklediği "Anne" kelimesini ise ancak 7 yaşında duyabildiğine
işaret eden anne Kamurbay, her şeye rağmen çektiği
sıkıntıların üstesinden geldiğini belirtti. 15 yıl büyük oğlu
Buğra'nın sağlığı için çaba harcayan ve ona bebek gibi
bakan anne Fatma Kamurbay, 4 yıldan fazla bir zamandır
küçük oğlunun tedavisi için uğraşıyor.
Her iki oğlu için fedakarlığı esirgemeyen Kamurbay,
"Bana bir şey olsa Buğra ne yapacak diye 8 yıl sonra
Eray'ı doğurmayı düşündüm. Eray dünyaya geldi ve
her şey çok iyiydi. Sağlık sorunu yok, o kadar mutluyuz
ki 2,5 yaşında bir hasta oldu, kansızlık çıktı ve lösemi teşhisi
konuldu. Eray'ın tedavi süreci devam ediyor." diye konuştu.
"Bunlar bizim en güzel mucizelerimiz"
Oğlu Buğra'yı "sağ yanım", Eray'ı da "sol yanım" diye anlatan
anne Kamurbay, onların sevgisinin, "Anne" demesinin,
yüzlerinin gülmesinin tüm sıkıntılarını, çektiği zorlukları alıp
götürdüğünü belirtti.
Bir an olsun çocuklarından utanmadığını, gittiği her ortama
götürdüğünü vurgulayan anne Kamurbay, "Ne mutlu bize
böyle evlatlarımız var. Bazen diyorum özel bir çocuğum
var, kendimi çok özel hissediyorum. Üstün değilim ama
özelim çünkü böyle iki evladım var. Bazı anneler çocuklarının
özel olduğunu saklıyor, söyleyemiyor. Ne kadar mutlu,
dünyanın en şanslı insanı bizleriz. Niye bir başkası değil
de biz? Bunlar bizim en güzel mucizelerimiz." diye konuştu.
Kimi zaman okullarda, otobüslerde oğlu Buğra nedeniyle
garip bakışlara ya da dışlanmalara maruz kalabildiğini aktaran
anne Kamurbay, toplumdan biraz daha fazla duyarlılık
beklediğini söyledi.
Oturduğu mahallede yaşına göre kilosu biraz fazla olan oğlu
Buğra'yı götürebileceği çok fazla spor tesisinin bulanmamasının
kendisini zorladığına dikkati çeken anne Kamurbay, iki
çocuğuyla yüzme havuzu ya da spor salonu bulunan
semtlere gitmesinin kimi zaman maddi ve manevi açıdan
sıkıntı yarattığını, imkansızlıklar eve koşu bandı da alamadığını
kaydetti.