Çok Okunanlar
Karakter boyutu :  18 Punto16 Punto14 Punto12 Punto
Sema SOYKAN
Sema SOYKAN
Dul Kalan Kadınların Ölen Eşleriyle Birlikte Yakıldığı Hint Geleneği

SATİ GELENEĞİ (SU-THİ veya SUTTEE) 

 

Size dehşet verici, akıl almaz bir Hint geleneğinden bahsetmek istiyorum. Yine kadın mağduriyeti ve değersizliği üzerine.
Ve bir yandan da bazı toplumların neden bizim kültürümüze entegre olamayacağını göstermek için.
Bugün Hindistan.


SATİ;
Dul kadınların, ölen kocalarının cenaze ateşinde yanarak ölmeyi göze aldığı veya almak zorunda bırakıldığı çağ dışı ama geleneksel bir Hint uygulaması. 
Maalesef bu çağda bile varlığını sürdürüyor.

 

Şöyle ki;
Geleneksel Hinduizm inancına göre dulluk, kadının eski günahlarından ötürü başa gelen bir musibet,
dul kadın; uğursuzluk, fakirlik, kötü şans, günahkârlık demek.
Kocanın kendinden önce ölmesi de bunun işareti.

 

Hinduizm ve reenkarnasyon inancı kapsamında ruhlar ölümsüz, 
dul kadının ruhunun öteki hayatta daha üst bir kastın bedeninde yer alabilmesi için kadının sati geleneğini uygulaması lazım.

 


Sati töreninde  kadın gelinlik sarisi kıyafeti giyiyor ve ölen kocasıyla birlikte sati alanında yakılıyor. 
Böylelikle yanan kadın kutsallaşıyor ve sati töreninin gerçekleştirildiği alan da kutsal alan olarak kabul ediliyor.


Kadın Sati'yi kabul etmezse!
Kadınının ruhunun öldükten sonra daha alt bir kastın bedenine, misal hayvan olarak  ya da yeniden kadın olarak geleceğine inanılıyor.
(Dünyaya bir kez daha kadın olarak gelmek büyük lanet sayılıyor)


Yaşamaya devam demek ömür boyu günahlarından arınmak için ibadet etmek, sefil ve köle gibi yaşamak demek. Evlenmek de yasak. 


Suç olmasına rağmen (İng. hük. 1828 gibi yasaklamış, 1988'de Sati'yi önleme yasası yürürlüğe girmiş) 
devlet ve yerel mahkemeler görmezden geldiği, intihar vs süsü verildiği için azalsa da devam ediyor.
Mesela 1987'de Roop Kanwarın ölümü (detaylarını bir ara yazmak isterim) keza 2008 de yaşanan bir olay.

 

 (Sati; Sanskrit kökenli bir kelime, dürüst, erdemli, iffetli, sadık kadın)
 

Benzer çok olayı KİLİT TAŞI romanımda kurgu arasına bilgi serpiştirerek yazmıştım. (Bazıları da başka kitaplara.)
Ve tabii arada da buradan size yürüyorum
Hindistan mevzuu uzun, 
ilave etmek istediğim konular var.
Geçen hafta da Afganistan'dan bir kaç örnek vermiştim)
Yani, kapılarımızı kontrolsüz açanlar gelenlerin kültüründen ne kadar haberdar acaba'...

Haberdarlarsa entegre olmanın çok zor olacağını, çooook uzun bir vade gerekeceğini ve bu süreçte bizi her anlamda geriye çekeceğini bilmiyorlar mı?
Bilmiyorlarsa ayrı sorun, biliyorlarsa ayrı?
O zaman biz de sorarız amacınız ne?
Velhasıl önümüzdeki bir kaç gönderiyi bu tarzda örneklere ayıracağım. 
'Beni geriyor, darlanıyorum' diyorsanız bu haftalık okumayın,
ama merak ediyor ve durumun ciddiyetinizden haberdar olmak istiyorsanız ilginç bir başka gelenekle yeniden görüşelim.
Esen kalın. 

Bu yazı toplam 1555 defa okunmuştur.  
Kalan Karekter Sayısı : 500
Sitemizdeki yazı ve resimlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
AmdYazılım
Güneydoğu Haber