VİCDANLARIMIZ
Toplumsal yabancılaşmanın son safhası bu...
önce umursamazlık geldi... yavaş yavaş uzaklaştık, aynı kapısından girip farklı bölmelerine dağıldık binaların... sonra kabuğumuza çekildik... yalnızlaştık gitgide... Şimdi düşmanlaşma başladı... birbirimizden kötülük umma, ve hatta kendini korumak için başkalarının yokolmasını dilemeye kadar vardı olay... vicdanlar tamamen kırk kilit altına alındı... her baktığı yerde kendini gören insan yansımalarından ibaret oldu şimdilik çatıları altına çekilen kalabalık... Varoluş nedenini sorgulamaktan aciz, kendisine ve sadece ilişiği olanlara hak gördüğü varsıllarını çoğaltmaktan başka bir şey düşünmeyen kişilerin mecburi birlikteliği toplum denilen şey. Girişin doğumla, çıkışın da çıkarlara uygunlukla belirlendiği bir insan kalabalığı.“Hiç bir dil özlemi taşıyacak kadar güçlü değil insan bu yüzden özledikçe sessizleşir.." Meğer 1,5 ay öncesine kadar içimizde büyüttüğümüz onca dert, o kadar da büyük değil miymiş? Sıkıldığımız rutinler, bizim için lüks haline bir anda gelebilir miymiş? Yaşadıklarımızdan öğreneceğimiz çok şey var...