Çok Okunanlar
Karakter boyutu :  18 Punto16 Punto14 Punto12 Punto
Dr.Erdal Özkan
Dr.Erdal Özkan
KA(Y)NAYAN YARA: KAYNAK KİTAP

Okulların açılmasını takip eden iki haftadır whatsapp gruplarında başta olmak üzere sosyal medyada “yardımcı kaynak kitap” başlığı en çok konuşulan konulardan biri oldu. Kendi tecrübem üzerinden konuşacak olursam: 2.sınıfa ve 7.sınıfa giden iki kızım için 3 farklı yayınevinin kitaplarından aldık. Dersler: Türkçe-Sosyal Bilgiler (Hayat Bilgisi)- Matematik ve Fen Bilgisi yani kabaca 2x3x4 hesabından toplam 20-25 adet kitap şuan çocuk odamızda ki güzide kütüphanemizde yatıyorlar. Her bir kitap için ödediğimiz fiyat ise 20-25 lira arasında.

Her yayınevinin anlaştığı kitaplar farklı kırtasiyelerde olduğu için iş dönüşü şehrimde 4 tur atıp eve öyle geçiyorum. Epeydir göremediğim ilkokul-ortaokul-lise arkadaşlarım, eski apartman komşularım, eski iş arkadaşlarım ile kırtasiyede sıra beklerken karşılaşıyoruz. Tutturuyoruz bir muhabbet, çocukları ile tanışıp başlarını okşuyorum. Zannediyorum ki bu sürecin en büyük kazanımı bu oldu. Araya bir iki sıla-i rahimde yerleştiriverdim. Mis gibi hissediyorum kendimi.

Bir süper baba kıvamında ellerimde kocaman poşetlerle kapıyı çalıyorum. Çocuklar ihtiyaçlarının karşılanmasından ötürü pek mutlular lakin büyük kız biraz da mızmızlanıyor. Kolay değil tabi onca test sorusu kendini bekliyor. Çaylar demleniyor başlıyoruz yudumlama ya… da şaka bir yana eşimin de benim de içimiz pek rahat değil. Kafamızda sorular dönüp duruyor. İçimize sinmeyen neler var boşaltalım şuracığa:

1- Devlet Baba çocuklarımıza ücretsiz kitap dağıtıyor. Bu kitaplar yetersiz mi? Yeterli ise yeni nesil sınav modeline mi (hani matematik sorularının 1 sayfa olduğu, çocukların rakam bulamadıkları soruları olan geçtiğimiz yılın sınavı) uygun değil?

2- Kitaplar öğretmenin daha hızlı daha aktif ders anlatmasını sağlıyor olabilir. Soru çeşitliliği hususunda geniş bir yelpaze sunabilir. O halde devletimin dağıttığı kitaplar masa başında mı yazılıyor, içeriği neden sınıfta bizzat ders anlatan öğretmenime sorulmuyor?

3- Veliler olarak hepimizin delice hırsları mı var? Çocuk okusun-öğrensin-kazansınbaşarsın çemberinin içinde debelenip duruyor muyuz? Bu durumu çok iyi anlayan öğretmenlerimizi de bu kıskaca biz kendi elimizle mi sokuyoruz?

4- Kırtasiye-yayınevi-dağıtıcı-öğretmen arasında ki bu mükemmel uyumu kim organize ediyor?

5- Bakanlığımız kendilerinin dağıttığı kitap dışında kaynak kitap alınmasını yasaklayan bir bildiri yayınladı hatta dedi ki: Kaynak kitap aldırana basarım idari soruşturmayı. ( Offf offf)

6- Devletimin üst makamları, Milli Eğitimin yerelde ki ve merkezde ki yöneticileri, il-ilçe milli eğitim- okul müdürleri de çocuklarına bu kitaplardan alıyorlar mı?

Deli misiniz abi, yengem ile siz çayınızı için, bunları eğitimciler düşünsün diyebilirsiniz. Hakkınızdır. Peki yayınevi-öğrenci-veli-bakanlık arasında sıkışıp kalmış öğretmenleri, bu sistem üzerinden yiyip semirmişleri, yıl sonunda çözülmemiş sayfaları görüp sinirsel atak geçirme potansiyelli aileleri siz düşünün o halde. Topu size paslıyorum.

Birde akşam iş dönüşü akşam yavrunun istediği kitapları eve getiremeyen babaları, kaynak kitapları olmadığı için okulda ki evreninde kendini eksik hisseden yavruları düşünen birileri olsa ne iyi olurdu.

Milli Eğitim bakanımızı heyecanla takip ediyorum. Tweetleri not alıyorum bazen. İstanbul konuşması efsaneydi. Ders niteliğinde idi. Umutlanıyorum tüm çocuklarım adına ama korku ve endişe de kafayı çıkarmış olanlara demediğini bırakmıyor.

Bu işin profesyoneli değilim. Hata ettiysek affola lakin bir babayım, komşuyum, amcayım, memurum, esnafım… Milletim ben. Sesimizi duyan olur mu acep? Ya bu ücretsiz kitaplar dağıtılmasın ki devletim zarar etmesin ya da dağıtılan kitaplar kaynak kitap ihtiyacı oluşturmasın. Kaynak kitap öğrencinin keyfine bırakılsın. İsteyen alıp çözsün istemeyene okulda ki yetsin.

Bu yazı toplam 206687 defa okunmuştur.  
Kalan Karekter Sayısı : 500
Sitemizdeki yazı ve resimlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
AmdYazılım
Güneydoğu Haber