KOVİD BAYRAMI
Kırmızı, parlak, önü kapalı ayak üstünden bant geçen bayram ayakkabımı hatırlıyorum. Aldığımız günden itibaren gıcır gıcır odamın baş köşesinde yeni askıda duran ütülenmiş tiril tiril bayram elbiselerimle beraber..
Zihnimin bir köşesine kazınmış hala beni gülümseten o çocuksu heyecanımı yaşıyorum.. O coşku çok uzun zamandır yok hayatlarımızda.. Aslına bakarsanız eskiye dair bir çok şey yok artık.. Daha mutlu nesildi bizden öncekiler.. Ve bizden sonraki nesilleri ne olacaklar diye düşünmeden edemiyorum..
Bana öğretilenler arasında koşulsuz sevmek vardı.. Çıkar gözetmeden birilerinin iyiliğini düşünmek insanlıktı.. İnsanlıktan çıkıyormuyuz biz? Değişiyormuyuz? Kendinizi zaman zaman sorguluyormusunuz?
Herkesin kendini kusursuz gördüğü, egoların savaştığı, altı boş dostluklarla donatılmış hayatımıza bir virüs çaktılar.. Yansın o egolar, gösterişler, üstünlük çabaları, basit düşünce tarzları.. İnsanlık kalsın elimize yeniden..
3 ay uzun bir süre..
Sen karnını doyururken kaç kişiye yardım eli uzattın? Aç kalan kaç kişiyle ekmeğini paylaştın? Kaç dükkan kepeng kapattı?.. Ve kaçı daha kapatacak? ‘Virüs çaktılar işlerimize.. Bayram heyecanı mı kaldı? ‘ diyeceksin.. Gölgesi yeter derim.. paylaş derim.. bu zamanın bayramı bu derim..
Büyüklerimizi göremediğimiz.. Ellerinden öpüp boyunlarına sarılamadığımız içinde birliği eksik bir bayram.. Küçücük bir virüs.. Kocaman zararlar verdi hayatlarımıza.. Ama yaşadıklarını ve nefes aldıklarını bilmek bile büyük mutluluk..
Bu dövdü mü? Sevdi mi? Belli olmayan yazımda şunu anlatmak istedim öz iyidir.. Özünde kalmak.. iyi olmak..
İyi bayramlar..