24 Nisan 2025

NISAN’A VEDA EDERKEN…

Serdar AYDIN

Cuma, 27 Nisan 2012

Kaptan köşkünün vurgun yemiş tutsağı

hangi ülkenin uyruğundadır?

Domuz bağının mı? Filistin askısının mı?

Kumsaldan kızıl saçlarını topladığımız kızın

Gözüne çektiği mil mi? Kalem mi?

Denizkızlarının kuyruğu balıkken bununki neden insan?

Neden hep aynı sorularla biter her NİSAN.

*****

Ben jiletle doğranmış bir yüzüm aynada…

Avuçlarımda saklı… Doğratmadığım umutlarla…

Gülümsüyorum.

Tenime nefesini üfleyen Nisan"a.

Yine başaramadın, çalamadın, koparamadın tenimin tuzundaki acıyı.

Sesleniyorum ruhunu bedenime musallat kılan serinliğe…

Babil bile bu kadar sağır değildi!

*****

Ayışığındaki cinayeti gören sen değil misin?

Sen değilmisin her yakamoz, bir çivi olup, çarmıhıma çakılan.

Ayaklarıma, avuçlarıma… İsa gibi…

Ey Meryem"in gözyaşı, Eyüb"un duası…

Beni senden alıkoyma ki iki denizin birleştiği yerde iki kez ölebileyim.

Özgürlüğümü bir bakışına kurban eyledim senin

Kölenim.

*****

Geçit töreni başlasın.

Sıra sıra dizilsin boynu vurulacaklar, asılacaklar, kurşunlanacaklar…

Nisan geçmektedir, gitmektedir.

Birbirine karışsın, ıslak ağıtlarla güneş görmemiş zılgıtlar.

Karışsın toprak ve hava

Kavuşsun ateşle su

Nisandır.

Nişandır.

 

Yazarın Diğer Yazıları