Öte yandan, bir anda dünya medyasında odak haline gelen Prof. Dr Uğur Şahin ve Prof. Dr. Özlem Türeci'nin, ürettikleri aşıyı yaptırıp yaptırmadıkları merak konusu oldu.
Pfizer ile ürettikleri aşının BioNTech şirketi çalışanlarına yapılıp yapılmadığına ilişkin sorusuna Şahin-Türeci çifti "Henüz değil" yanıtını verdi. "Klinik düzenlemelerden dolayı aşı yaptırmamıza izin verilmiyor" diyen Şahin, "Aşı şu anda sadece klinik deneyler dahilinde uygulanabiliyor. Ve klinik denemelere şirket çalışanlarının katılmasına izin verilmiyor. Yani bu, aşıya diğer insanların da erişimi olduğunda bizim de erişebileceğimiz anlamına geliyor" diye konuştu.
Dünyanın dikkatle izlediği iki bilim insanının Türk kökenli olmasına ilişkin yöneltilen soruya ise Uğur Şahin şöyle yanıt verdi: "Evet, bir taraftan bizim yaşamlarımızın başkaca insanlara ilham vermesini tamamıyla anlıyorum. Sadece göçmenlere ilişkin de değil. Aşının Almanya'da üretilmesiyle de ilgili. Yani, insanlar bu Alman aşısı olduğu için gurur duyuyor, ya da bu aşı Türkiye'den gelen insanlar tarafından yapıldı. Sanıyorum ki tüm bu olumlu duygular tamamıyla güzel. İnsanlara ilham verebiliyorsak, bu iyi bir şey"
Birçok ülke, milyonlarca aşı dozu için sözleşme imzalama yarışına girerken, BioNTech, ortağı Pfizer ile 2020 sonuna kadar 100 milyon ve 2021'de de yaklaşık 1,3 milyar doz aşı üretmeyi planlıyor. Pfizer ve BioNTech, söz konusu aşının tedariki için ABD, Avrupa Birliği (AB), İngiltere, Kanada ve Japonya ile ön anlaşmalar imzaladı. Şirketler, ABD hükümetine bu yıldan itibaren 100 milyon doz aşı sağlamak için 1,95 milyar dolarlık anlaşma yaptı. AB Komisyonu da 300 milyon doza kadar aşı almak için bu şirketlerle yakında nihai sözleşme imzalayacağını duyurdu.
Şirket, geçtiğimiz haftalarda yaptığı açıklamada, Covid-19 aşısının son aşamasının nihai sonuçlarının %95 etkili olduğunu gösterdiğini ve gerekli iki aylık güvenlik verilerine sahip olduklarını açıkladı.